Jump to content
Masatenisi.org Forum

Recommended Posts

Gönderim Zamanı:

Bu konuya gerçekten bir katkı yapmak istediğimden biraz önce kendisi de masatenisçi olan iş arkadaşıma hareketleri yaparak iç-dış ve düz-ters sözcüklerinden hangilerinin kulağına hoş geldiğini sordum.

İç blok-dış blok

İç kesik-dış kesik

İç spin-dış spin

Düz blok-ters blok...vb.

İki türlü kullanımın da uyduğunu ama iç-dış ikilisine daha eğilimli olduğunu söyledi. Ayrıca bu konuda benim kadar köktenci olmamasına karşın madem öyle spin sözcüğünün de karşılığını da bulun diye ekledi. Onun kulağa oturan karşılığını bulmakta daha zorlandığımı, zamanında önermiş olduğum burgu sözcüğünün pek kabul görmediğini söyledim. Ama o beğendi. Beğendi çünkü sanırım beğenmeye hazırdı. Anlatabiliyor muyum? Benim amacım burada kimseyle kavga etmek değil. Benim bir derdim var.

Gönderim Zamanı:

Öyle mi, neymiş o bakış açısı?

 

Hassasiyet göstermemiz gereken %90'lık bir kısmı görmek yerine geriye kalan % 10'u görmek gibi. Madem bir hassasiyet var, her konuda gösterilsin benim demek istediğim bu. Sadece yabancı kelimelerin kullanımı konusunda hassasiyet göstermek daha katedilmesi gereken onca yol varken biraz ütopik geliyor bana.

 

Bek kelimesi futbolda çok kullanılır. Geride yani defans bölgesinde oynayan oyuncu anlamında kullanılıyor dilimizde. Hentbol da ''Handball'' kelimesinden geldiğine göre gayet Bekhent olabilir, değil mi :(

 

 

Gönderim Zamanı:

Tamam öyle olsun. Bu yüzdeleri nereden bulduğunuzu ve benim yüzde doksana duyarlılık göstermediğim kanısına nereden vardığınızı sorgulayıp gündemi daha fazla meşgul etmeyeceğim. Sanırım siz de bundan sonra backhand yerine bekhent şeklinde yazacaksınız burada dile getirdiğiniz duyarlılığınıza uygun olarak. Ben iç-dış ya da düz-ters şeklinde kullanmayı yeğleyeceğim tabii.

Gönderim Zamanı:

Tamam öyle olsun. Bu yüzdeleri nereden bulduğunuzu ve benim yüzde doksana duyarlılık göstermediğim kanısına nereden vardığınızı sorgulayıp gündemi daha fazla meşgul etmeyeceğim. Sanırım siz de bundan sonra backhand yerine bekhent şeklinde yazacaksınız burada dile getirdiğiniz duyarlılığınıza uygun olarak. Ben iç-dış ya da düz-ters şeklinde kullanmayı yeğleyeceğim tabii.

 

Ben onu genel için dedim, siz hassasiyet göstermiyorsunuz demedim. Sadece toplumun genelinde durum bu, ona gelene kadar çok yolumuz var dedim. Siz anlamamakta ısrar ediyorsanız ben de forumu daha fazla meşgul etmeyeceğim bu konuda. Türkçe konusundaki bu duyarlılığınızı biraz da okuduğunuzu anlama konusuda göstermeniz ümidiyle :(

Gönderim Zamanı:

-Ahmet abi gel masa şeysi oynayalim.

-- Masa tenisi mi?

-Aman abi nettin tenis Türkçe değil olmaz. Tam karşiligini bulana kadar masa şeysi diyecegiz.

-- Peki madem. Dur raketlerle toplari getireyim.

- Abi raket de Türkçe değil.

--Ben en iyisi 2 tava 2 de yumurta getireyim menemen yapalim.

Gönderim Zamanı:

Konuyu açıp araya tek cümle yazmamış arkadaşa rağmen....Güven Özbayrak'ın bu konuya bakış tavrını haklı buluyorum...

 

Bu kadar (bilge) üyeyiz ama yabancı kelimeleri kullanma kolayına kaçıp .. Türkçe karşılığı ikamesini (dalga geçmekten) bulamıyoruz..

 

Her konuda severim bu yabancılaşma akımını... üzerimize çok yakışıyor......

Türkçe konuşmayı ana dilimiz gibi biliriz....de....yanındada en bedavasından ecnebice öğreniyoruz...

 

Ülen bu günleride gördüm...başıma kedi köpek yağacakmıydı...Nasıldı bunun inculizcesi..unuttumda...Zamanı gelir bir yerde lazım olur diye sorayım dedum.......

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

Dil canlı bir şeydir. Gelişir ve değişir. Ama bu gelişme ve değişme toplumun tercihi ile olur. Öyle üstten yapay şekilde bindirme ile olmaz. Forend değil eliçi, bekent değil ters falso vs derseniz adama gülerler. O konuda toplum neyi tercih etmişse paşa paşa uyacaksınız. Ha toplum neden ingilizcesini tercih ediyor ona üzülün. Bunu eleştirin ama kendi kendinize ben forehand topspin'e düz spin diyeceğim derseniz komik olur. Bu işler forumda iki mesajlaşmayla mı çözülüyor? Bütün halk ne konuşuyor ise siz de onu konuşmak durumunda kalırsınız. Kimse kafasından kelime üretmeye kalkmasın. Dünyanın hiçbir yerinde bu tutmaz. Bir kelime yanlış bile telafuz ediliyorsa belli bir süre sonunda toplumun çoğunluğu o kelimeyi öyle kullanıyor ve algılıyorsa olay bitmiştir. Mesela "Yunanlı" Yunanlı ne demek len? Yunan vardır Yunanistanlı vardır. Amerikanlı der gibi Yunanlı ne? Ama "Yunanlar geldiler" demektense "Yunanlılar geldiler" demek bizim için daha rahat olduğu için öyle bir oturdu ki herkes yunanlı diyor ve doğrusu da bu olmaya başladı. Anlatabildim mi? doğru yanlış yok! halk ne kullanıyorsa doğrusu o. Halk doğru tercihi yapsın diye uğraşacaksanız da onu kelimeler üzerinden değil bakış açısından yapın. Kimse Türkçe'ye değer vermiyor diye yakınıyorsanız bunu forehand yerine düz demekle değiştiremezsiniz. Kapiş? :) Ok dusty baay...

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

Ben artık iç ve dış diycem. Milletle içli dışlı olcam.

 

-İç taraf düz, dış taraf uzun pütür. Sen de ne var?

Gönderim Zamanı:

89 dan beri bu sporun içindeyim, 89 yılında forehand'e forent demeyi öğrendik (yazılı değil sözlü). ogün bugün doğrusunu öyle bilirim, kullanırım. merak da etmedim bunun türkçesi ne diye. o kelime benim işimi görüyormu, anlaşabiliyormuyum diğer insanlarla o kelime ile, evet, o zaman no problemo. kurcalamadım başka kelimeyi.

 

örnek raketlon kelimesi, raket den bir kelime ve triatlon heptatlon dekatlon dan gelen lon kelimesi ile birleşip yeni duyduğumuz bir kelime. bu kelimeye biz şu an yeni bir türkçe kelime yükledik yükledik, yüklemezsek bundan 10 sene sonra mümkün değil onu silip yerine türkçesini koyamayız.

 

zamanında, hostese "uçan memeli", otobüse "oturgaçlı götürgeç" falan diye değiştirmeye kalktılar, ama komedi unsuru olmaktan öte gitmedi. halk benimsemedi. o kelimeyi kullanmaya ilk başlandığı an türkçesini koymak dile oturtuyor kelimeyi.

 

örnek "cruise control" - "hız sabitleyici" , hiç yadırgamıyoruz hız sabitleyici lafını. ama 3-5 sene cruise control deseydik, hız sabitleyici komik olurdu.

 

olay aslında alışkanlıklar, zaman, halkın o kelimeyi benimsemesi ile alakalı.

Gönderim Zamanı:

Bu konu başka alanlarda da konuşuldu hatta uygulamaları oldu. Bazı tıp profesörleri yazdıkları yada çevirdikleri kitaplarda alışıldık birçok tıbbi terimi Türkçe karşılıklarıyla kullandılar. Ancak önemli bir nokta var, isimlerin tabirlerin çoğunu Türkçeleştiremediler. Dahası, bu yeni adlandırmalardan dolayı anlam karmaşası doğdu. Alışıldık bildik tabirlerin yerine kişilerin kendi Türkçe yorumu sonucunda ortaya çıkan yeni isimlerin neyi kastettiğini anlamak güç oldu. Tsubasanında dediği gibi böyle konular tepeden inme çözülmüyor, herşey olacağına varıyor. Ne demişler, değişmeyen tek şey değişim. Beğensekte beğenmesekte.

Gönderim Zamanı:

Azeriler bilgisayara kompüter , dosyaya fayl diyorlar.

Biz bilgisayar demişiz, fena mı olmuş ?

Kompüter de kullanabilirdik eğer Türkçesine özenmeseydik.

Ama o zaman da computer diyen hangi milletse: "bak bizim kelimeyi kullanıyorlar...." diyeceklerdi.

Almanya'da yoğurda Joghurt dediklerini öğrendiğimde mutlu olduğumu hatırlıyorum...

Neyse, orta yolu bulmalı. Saçma , uzun, garip olmadığı sürece Türkçeleştirmenin zararı olmaz kimseye....

 

Haldun alagaş'a gidin; masa tenisi oynayan bir sürü insan var; hiç biri forent , bekent nedir bilmezler. Düz / ters derler.

Belki geç kalınmamıştır. Kalındı ise de olayı büyütmeye gerek yok. Belediyenin salonlarında öğrencilerden neden para alırlar konusu varken....

Gönderim Zamanı:

Evet Joghurt kelimesini duyduğum zaman ben de mutlu olmuştum açıkçası. Demek ki her dilde bu tarz şeyler olabiliyormuş. Sonuçta yoğurt bize ait olan bir şey ve haliyle başka bir dilde anlatabilmek, tanımlayabilmek pek kolay değil. O yüzden Almanya'da okunuş şekliyle kendi dillerine kabul etmeleri güzel bir şey. Biz backhand'e ''bekhent'' deyince abes karşılanıyor nedense. Mayalanmış sütü Almanca'ya çevirmeye kalksanız artikel'di oydu buydu derken rahat bir 3-4 kelime kullanılacak. E soruyorum o zaman ne gereği var hassasiyet göstereceğiz diye kendimize eziyet çektirmenin :(

Gönderim Zamanı:

Alır başımı giderim...Sonu gelmez fikirlerimizin birbirimize kabullendirme isteklerimizin sonu...

Şpındrak (bazı ilçelerde kullanılıyor) hiç duydunuzmu.....Türkçe karşılığı sunroof...Buyurun yabancı kelimeyi Türkçe leştirdim...

Sunroof ne ki...Açılır tavan...Niye açılır tavan değilde sunroof...Yabancı kelime giriyor ama kulaktan kulağa yozlaşıyor..Tabiki konuşma dilimiz yozlaşıyor..

 

Eurosports kanalında bazı bilen yorum yapan arkadaşlar (spiker) bilgeliklerini ön plana çıkarmak için yabancı kelime saplamaları yaparlar..İyi güzelde bu konuştuğun karışık Türkçeden ben hiç bir şey anlamıyorum..Yorum yapan Türkçe konuşuyor bizde Türkçe bildiğimizi sanıyoruz ama bir türlü ne demek istediğiniz anlıyamıyorum..Ne anladım ben bu yorumdan ..devamlı bilgisayarım açık google mı bu yabancı kelimelerin anlamını soracağım...

 

Side....fast...top...bilmemne kadar çok spin...Ben pirinci taşını ayıklamak istemiyorum desem anlaşabilirmiyiz..

 

Bu işin sonunda birbirimize ......One minute..... demiyelimde...Nerden duydum ben bu kelimeleride buraya yazdım...Alzaymır (alzheimer) (unutkan) mı oldum ne..

Gönderim Zamanı:

Evet Joghurt kelimesini duyduğum zaman ben de mutlu olmuştum açıkçası. Demek ki her dilde bu tarz şeyler olabiliyormuş. Sonuçta yoğurt bize ait olan bir şey ve haliyle başka bir dilde anlatabilmek, tanımlayabilmek pek kolay değil. O yüzden Almanya'da okunuş şekliyle kendi dillerine kabul etmeleri güzel bir şey. Biz backhand'e ''bekhent'' deyince abes karşılanıyor nedense. Mayalanmış sütü Almanca'ya çevirmeye kalksanız artikel'di oydu buydu derken rahat bir 3-4 kelime kullanılacak. E soruyorum o zaman ne gereği var hassasiyet göstereceğiz diye kendimize eziyet çektirmenin :(

Çağan'cığım, işte tam bu dediklerin işi zaten düşündürüyor. Yoğurdun başka bir anlamı yok, o yüzden kullanmışlar. Biz nasıl tenisi kullanmışsak. Buna itiraz eden olmaz zannedersem. Adamlar gidip bizim yoğurda "milcho" (atmasyon kelime) deselerdi, "bunu da nerden çıkardın?" derlerdi. Ya da tam tersi biz gidip tenise "filko" mesela deseydik saçma olurdu. Ama backhand 'in kelime olarak bir anlamı var, hatta 2 kelimenin birleşimi sonuçta. Demekki tercüme edilebilir bir yanı var.

Bu yüzden bu kadar itiraz edilmesini anlamadım ben. Benimsenir veya benimsenmez , orası başka mesele. Kolay değil zaten Türkçeleştirmek. İngilizcede kısa kelimelerle bir şeyi tanımlamak çok daha kolay. Futboldaki ofsayt mesela (0ff - side kelimelerinden). Gel de Türkçesini bul...

Onu bunu bırak da yarınki rating turnuvasına gelsene.... Görüşemedik uzun zamandır

Gönderim Zamanı:

Çağan'cığım, işte tam bu dediklerin işi zaten düşündürüyor. Yoğurdun başka bir anlamı yok, o yüzden kullanmışlar. Biz nasıl tenisi kullanmışsak. Buna itiraz eden olmaz zannedersem. Adamlar gidip bizim yoğurda "milcho" (atmasyon kelime) deselerdi, "bunu da nerden çıkardın?" derlerdi. Ya da tam tersi biz gidip tenise "filko" mesela deseydik saçma olurdu. Ama backhand 'in kelime olarak bir anlamı var, hatta 2 kelimenin birleşimi sonuçta. Demekki tercüme edilebilir bir yanı var.

Bu yüzden bu kadar itiraz edilmesini anlamadım ben. Benimsenir veya benimsenmez , orası başka mesele. Kolay değil zaten Türkçeleştirmek. İngilizcede kısa kelimelerle bir şeyi tanımlamak çok daha kolay. Futboldaki ofsayt mesela (0ff - side kelimelerinden). Gel de Türkçesini bul...

Onu bunu bırak da yarınki rating turnuvasına gelsene.... Görüşemedik uzun zamandır

 

 

İnşallah geleceğim, ne zamandır bir turnuvaya katılmıyordum. İyi olur benim için de :bye:

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

 

 

İnşallah geleceğim, ne zamandır bir turnuvaya katılmıyordum. İyi olur benim için de :bye:

 

Bencede iyi olur stresini atarsın, yoksa yıkacan başımıza burayı...

Yazı yazmadan önce Mor Çatıya sığınsakda mı birşeyler yazsak diyede düşünmeden edemiyorum......

Gönderim Zamanı:

bildiğim kadarı ile masa da türkçe değil.

forhand topspine oryuket backhand topspine de tat tat yu ket ismini uygun buldum

içip içip foruma girmeyin arkadaşım :D

  • Beğen 2
Gönderim Zamanı:

Bu konuya gerçekten bir katkı yapmak istediğimden biraz önce kendisi de masatenisçi olan iş arkadaşıma hareketleri yaparak iç-dış ve düz-ters sözcüklerinden hangilerinin kulağına hoş geldiğini sordum.

İç blok-dış blok

İç kesik-dış kesik

İç spin-dış spin

Düz blok-ters blok...vb.

İki türlü kullanımın da uyduğunu ama iç-dış ikilisine daha eğilimli olduğunu söyledi. Ayrıca bu konuda benim kadar köktenci olmamasına karşın madem öyle spin sözcüğünün de karşılığını da bulun diye ekledi. Onun kulağa oturan karşılığını bulmakta daha zorlandığımı, zamanında önermiş olduğum burgu sözcüğünün pek kabul görmediğini söyledim. Ama o beğendi. Beğendi çünkü sanırım beğenmeye hazırdı. Anlatabiliyor muyum? Benim amacım burada kimseyle kavga etmek değil. Benim bir derdim var.

spin sözcüğünün karşılığını aramışsınız, burgu desek olmaz mı demişsiniz ama blok sözcüğünün karşılığı için bir şey bulmamışsınız. ona da "durgu" deyiverin olsun bitsin canım:)

  • 3 weeks later...

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 510 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..