Jump to content
Masatenisi.org Forum

Recommended Posts

Gönderim Zamanı:

Nittaku candır umurcum.

işçilik malzeme kalitesi herşey süper.

Bulmak zor ama 81-82 gr bir violin yada akustik ile oynasan baska tahtaya bakmazsın.

Gönderim Zamanı:

his ve kontrol için 'vega pro carbon' u öneririm. Bazı sitelerde off+ geçiyor ama kesinlikle değil. Off/off- arası. Hissi iyi

Gönderim Zamanı:

osp virtuoso nittaku violinden azcık yavaş ama kontrolü daha fazla. bence evladiyelik tahtalardan biri oda

  • Beğen 1
  • 3 months later...
Gönderim Zamanı:

Ayrımcılık yapılıyor! Bir an önce forumda "Ekipman Satmayan ve Aramayanlar" bölümü açılsın!!! :protesto:

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

Ayrımcılık yapılıyor! Bir an önce forumda "Ekipman Satmayan ve Aramayanlar" bölümü açılsın!!! :protesto:

 

tek başlık için 3 ekipman kuralını ihlal ederdi. yoksa canınız sağolsun. aç diyin açayım.

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

ARKADAŞLAR: KONUYLA ALAKALI OLARAK ŞİFREMİ NASIL DEĞİŞTİRECEĞİM ?

 

Ayarlarım -> E-posta ve şifre

  • 1 year later...
Gönderim Zamanı:

ya arkadaş maşallah herkesin sağlığı yerinde...

gidin kendinizi duvara vurun camdan kafa üstü atlayın demiyorum ama mhcav90 'ın ayak parmakları ağzıma ağzıma giriyor her foruma girdiğimde. allay allay ya.

tam bişey diyecem altında ertan boss un göbeği akıllı ol ben burdayım diyor.

Sağlığınızda bir bozulma, bi sakatlanma bişeyiniz varsa çekinmeyin yazın arkadaşlar. kolunuz burkulu yazın dirseğiniz kabuk bağladı yazın. üç aydır koktu o ayak orda

herkese hayırlı bayramlar bu arada

Gönderim Zamanı:

Sağlığınızda bir bozulma, bi sakatlanma bişeyiniz varsa çekinmeyin yazın arkadaşlar. kolunuz burkulu yazın dirseğiniz kabuk bağladı yazın. üç aydır koktu o ayak orda

herkese hayırlı bayramlar bu arada

Benim sağ alt arka baldırda adele yırtılması var ama o konu ile ilgili mevcut bir başlık olduğundan yenisini açamam. :)

  • Beğen 1
  • 2 months later...
Gönderim Zamanı:

geçen forumdan arkadaşlarla çine gittik.

onur bilal kartal ben çıktık yola. daha uçaktan indik fikir ayrılıkları başladı. ben dedim gidelim ma long u görelim bu üçü tutturdu atalarımız aşındırdığı çin seddini görelim önce

ya bu kadar boş beleş uğraş olur mu ya...

herifler demiş artık türk görmek istemiyoruz çekmişler çin seddini. daha açık nasıl anlatsın. yok bunlar illa gidecez dediler. dedim olm siz gidin ben ma long u bulucam imzalı raket alıcam

gittim bunların çalıştığı yeri buldum dedim ma long nerde .." çin seddine gitti abi orda event varmış imzalı raket dağıtıyomuş"

o sırada telefon çaldı baktım onur arıyo

"olm seninki burda raket dağıtıyo" dedim kapa biliyom ordayım yarım saatten

her zamanki gibi o yarım saat oldu 2 saat. event bitmiş. bana raket aldınız dimi diye sodum. onur dedi benim raketi veririm sana da biz hepsini bilale pasladık. çocukları çalıştırıyo ya ekipman desteği olsun diye ona verdik

la olm bak ya... o çocuklar ma long raketiyle mi çalışıyo. ne yetiştiriyo olm bu adam? ne haddine arkadaşım

gittim dedim bilal o raketlerden birini bana verecen çini dar ederim sana

yokuş yaptı bu.. yok valizin dibindeymiş oteldeymiş sonra verirmiş.

buna kargalar bile güler bilal kargalar güler!!! ben gülmem çok sinirlenirim

ne zaman gittin otele ne ara valizin dibine koydun

neyse efendim çıktık... dedik çarşıyı gezelim belki ucuz çin lastiği buluruz. yolda çinli bi kız gülümsedi bize. kartal var ya az çakal değil. oda gülümsedi. ama dev sıtıttı. kel kafasında da kocaman damla belirdi ensesini kaşıdı. anlatmıyacağımı mı sandın kartal!

çarşıda kim vardı biliyor musunuz . hayr annem yoktu çarşıda tsuba ile bora vardı. bi sevindim ben koştum gittim yanlarına " abi napıyonuz burda ya" dedim

gurbette birini görünce otomatikman seviniyo insan. geleli 2 saat olmuş olsa da seviniyo. gurbet böyle bişey

hiç öyle geziyoz siz ne yapıyonuz olm burda" dedi tsu

çin lastiği alıcaz paket paket deyince bunun yüzünde öyle bi bakış belirdi ki. küçümseyerek bakıyo aklınıza ------- der gibi bakıyo... büyümüş bunlar ağır abi olmuşlar eller cepte silgi arıyo

dikkat ettim bi tabela var önünde duruyolar. açtım sözlüğü baktım "ışık sevgi aşk" gibi bişey yazıyo. kafayı kaldırdım bi sürü güzel çinli kız balkondan bize bakıyo. "la olm dedim siz ne işler çeviriyonuz la burda"

boranın suratı bembeyaz oldu diyicem ama zaten her zaman öyle olduğundan fark göremedim. herifi çocukken kim korkuttuysa hala öyle geziyo

" dedi yok ne alakası var bakıyoz biz"

sen kartal kızları gör kafasında damla belir dev damla! 32 dişi görünüyo nasıl bir gülümseme o

onur geldi dedi noluyomuş burda

dedim yok bişey ma long raket dağıtıyomuş.. iyi dedi ben zaten aldım şurda bi şeyler bulup yiyeyim dürümcüye doğru seğirtti

bilal.. ama o bilal yok mu daha dakkasında çözdü olayı ben kafileyi uzaklaştırmaya çalışırken ışık hızıyla daldı içeri. "ma long raket veriyosa hemen gidip alayım çocuklara lazım" dedi

neyse 15 dakka sonra bu geri geldi kafasında dev damla yüzünde kartal sırıtışı var

yazmıycam sandın bunları dimi bilal

o raketlerden birini vermezsen yazarım dedim olm. şimdi ara valizin dibinde. daha altlara kaçmıştır belki iyi bak.

masatenisi camiası böyle acımasızdır dostlar

ellerinde çiçekler ding ning i görmeye gidersin içerden zhang jike çıkar bornozla

hayırdır birader niye geldin der

çok sıkıldım ben geri döndüm ilk uçakla. onlar hala orda geldiklerinde yazarlar artık.

bilal ma long raketi satarsa almayın bu yazıyı kopyalayıp mesaj olarak atın

böyleyken böyle

  • Beğen 4
Gönderim Zamanı:

hahah ahali korkudan ne yazacagını bilememis, hepsi calıların arasında kaybolmus :salak:

  • Beğen 1
Gönderim Zamanı:

aceleye geldi ama hikaye fena olmadı. bilali arıyom telesekreter çıktı odun istiyorsanız 1 i tuşlayın kroşe istiyosanız 5 i tuşlayın filan diyo

  • Beğen 2
Gönderim Zamanı:

aceleye geldi ama hikaye fena olmadı. bilali arıyom telesekreter çıktı odun istiyorsanız 1 i tuşlayın kroşe istiyosanız 5 i tuşlayın filan diyo

Sana direk hat açcam :lol::lol:

  • Beğen 1
  • 1 month later...
Gönderim Zamanı:

yeni hikaye geliyo arkadaşlar . hikayede yer almak isteyen belirtsin kontenjan 3-4 kişidir

yüzüklerin efendisi yazacak halimiz yok. o yüzden alım sınırlı.

sonra qüsmece darılmaca da olmasın. yok sen ne haddine benim iznim olmadan hakkımda hikaye yazarsın filan olabilir

 

ve ayrıca buraya neden sadece ben yazıyorum

forumun tek goygoycusu ben miyim

Gönderim Zamanı:

1

evet efendim baktım gelen giden yok aradım bilali yürü gidiyoruz dedim

havaalanında buluştuk bunla. bunun 32 dişi ortada sırıtıyo kafasında damla "çine gidiyoruz dimi" dedi

ya ne biçim adamsın ya. gitmiyoruz çine falan bokum gibi yer orası zaten isveçe gidiyoruz

ooo dedi isveçin kızları da süper olur manken gibi ağzının tadını biliyon

he dedim biliyom waldner diye biri var isveçte onu görmeye gidiyoz bildin mi. aklı fikri acaip işlerde anlamadım ben bu adamı ki

neyse bulduk waldneri ben lokum götürdüm yanımda. neticede yaşlı adam dedim lokumu sever. çom çom yedi hakkaten de.

abi dedim dünya gözüyle senle iki şutop filan yapalım ilerde anlatırım ben

oo dedi ayıpsın gidelim salon evin hemen yanı.

işte dedim ya isveç! salon evinin yanında

çalışkan insanlar

tertemiz yollar

bizim ülke bunun yanında pakistan minibüsü gibi

girdik salona. salona bi kız geldi böyle bi kız yok tomb raider ın sarışını geldi salona. bizim bilal dedi siz oynayın waldnerle

yaa bilal ben yer miyim bilal. dedim siz başlayın abicim. ben sonra oynarım .

yavaştan yaklaştım kıza hey how are you filan muhabbeti açarım diyorum içimden

bi baktım isveçli kız osurdum gelme der gibi hareketler yapıyo isveççe bişeyler söylüyo

bu isveççe de ne garip dil arkadaşım... klavyeye rastgele yumruğumla bassam dama mantıklı şeyler yazarım

meğer diyomuş ki babam yaşında adamsın git gelme giit

çok bozuldum ben. neyse dedim ya tamam kardeşim zorla güzellik yok bi daha sana 50 metreden fazla yanaşırsam ne olayım.

neyse efendim ortam yumuşadı hayat normal akışına döndü bu kız gitti waldnerle selfie çekelim filan demeye başladı

nasıl sarılıyo waldnere nasıl değdiriyo yandan yandan

nooldu dedim waldner baban yaşında deil miymiş küçülsün de cebime girsin. bi benim zaten babası yaşında. isveçte dünyanın en yaşlı adamı benim!

tahmin edersiniz ki ne dediğimi sallayan oldu ne yüzüme bakan

bilal de katıldı bunlara telefonun şarjı bitene kadar selfie çekildiler

bu kadın milleti dünyanın heer yerinde aynı arkadaşlar. dedik burda farklı olur... bokumu olur

bizim kadınların aynısı isveçte

zaten niyetim kızı markaja alıp bilalden uzak tutmak yoksa hayatta muhatap olmam. niye olayım

inanmıyosanız gidin onura sorun

neyse bunların selfi zımbırtısı bitti geçtik waldnerle oynamaya başladık

bilal bana raketi verdi al dene bakalım nasılmış dedi.. sırıtıyo yine

ya orda demedim ama ma long buna çakma raket vermiş.. kesin çakma o raket ben diyim

ama asıl mesele o değil. benim orda türkçe dediğim şeyleri waldner herhalde anladı

bi kesikler atıyo garip garip

vay masanın altına vuruyorum vay yan masaya gidiyo top

salon toplandı bizi izlemeye başladı kah kah gülüyo herkes

bilin başka kim gülüyo

hayır annem değil... bilal de bana gülüyo. gülmekle kalmıyo kız yanında gülerken birbirlerine deyiyolar sarılıyolar.. birbirlerinin omzuna vurup gülmeler koluna vurup gülmeler

çok bozuldum ben. ama belli etmedim...ya dedim waldner sen şutop diye bişey var biliyon mu

düzgün atsana abicim topu. senin yaptıklarını bizde mustafa akar var aynını yapıyo. gidip onla oynasaydım keşke

neyse tamam tamam dedi bu. şutopa başladık bir iki top gitti ben fileye taktım . ama elimdeki raketten oluyo alışmamışım

bikaç kere böyle oldu waldner çocuğa top atar gibi gibi top atmaya başladı

bir iki sinirim bozuldu bastım şutu bu koştu teee 4 metre öteden kurtardı şutu.

salondakiler yaşa waldner en büyük waldner tezahürata başladı. neyse bunun olmadığı uzak köşeye patlattım. aman vermeyeyim şunlara dedim

gitti koştu o topu da çıkardı waldner. ya dedim yaşlı adam zaten utandım kendimden .. egom yüzünden mis gibi adama neler yapmaya çalışıyorum dedim

önüne doğru şut atar gibi ama yarı hızda vurdum. hep beraber eğlenelim dedim

demez olaydım. sen waldner kaplan kesil.. yüzü değişti höeerrr diye bi yapıştırdı topa

top gözüme geliyodu son anda kafamı eğdim çat etti. taş gibi çarptı alnımın kenarına

yani türkiyede olsak senin elinin ayarını diye başlardım ama hiç bozmadım efendiliğimi

salondakiler koh koh gülüyo alkışlıyo

bıraktım raketi gidip bi bakayım olmuş. alnımda koskoca şiş var bildiğin. dedim bana bu günlük bu kadar yeter

2

otele geçtim hemen can dostum tsubasayı aradım. dedim başıma neler neler geldi

olm manyak mısın bi sktir git dedi bana... gecenin dördünde ne arıyon lan böyle şeyler için.

çok üzüldüm dostlar çok üzüldüm. o yüzden aradım.. isveçte asabım çok bozuldu . ama bir dakka ya

burası amerika değildi ki türkiyeyle neden o kadar saat fakı olsundu

hemen gittim bi tane dünya haritası aldım pergel ve gönye aldım.

enlem boylam tüm hesapları yaptım. tsbusanın gece 4 te olabileceği üç yer vardı dünya üzerinde.

biri semerkant taşkent bibi hanım türbesi, biri yemen çöllerinin ortası biri de madagaskarda muz ağacının dibi

evet.... dostum tsubasa beni sallamak için yalan söylemişti. hemen onuru aradım napıyon dedim

meğer bilal bunları aramış artık olanı biteni nasıl anlattıysa onurun sesi gülmekten helak olmuş gibi geliyodu

ya dedi tsuyla bisiklete bindik şimdi de dürüm eziyoruz.. yaaa. yakalanırsın tsu efendi böyle yakalanırsın

kartoğrafyadan felsefeye, masatenisinden quantum fiziğine kadar donanımlı süper bi müttefik kaybettin!

ya konuşulacak çok şey var da konuşmuyorum ben... tsu onura bisiklete bindiğin sürece canın ne isterse yiyebilirsin dedi ya

bu onur sırf o bisiklete o dürümü yemek için biniyo

neyse biz isveçte neler oluyor oraya dönelim. tsu benim için bitmiştir. böyle can dostu olmaz

3

Otele bilal filan gelmedi . büyük ihtimalle onu soracaksınız. kesin kızla kaldı bu. benim alnım davul gibi şişti.

Ertesi sabah salona gittiğimde tahminlerimin ne kadar isabetli olduğuna bir kez daha tanık oldum

Ama salonda bi gariplik vardı. herkes alnının kenarına pinpon topu yapıştırmış öyle geziyodu. waldner geldi ya sevan dedi ben dün çok ayıp ettim. ama isveç farkındalık oranının çok yüksek olduğu bir memleket. senin acını paylaşıyoruz ve farkındalığımızı göstermek için pinpon toplarını kafamıza yapıştırdık.

waldner abi dedim, ama kendimi nasıl tutuyorum, bütün salon bir olmuşsunuz sanki benle t*şşak geçiyosunuz gibime geldi dedim.

neyin farkındalığı lan bu

yok dedi yok. bak ben sana imzalı raketimi hazırladım özür olarak bunu sana veriyorum

bende kayış koptu arkadaşlar. aptal yerine konulmak damlayı taşırdı

ya dedim napayım be senin raketini. forumda 50 liraya satıyolar yanında lastik hediye ediyolar yine almıyorum. türkiyede kırtasiyede bile satılıyo senin raketin dedim

bak asıl ben sana hediye aldım. depent paketini verdim eline

depent sızdırmaz akıntı yapmaz. yaşlı adamsın maçta osuruyorum sanırsın doldurursun şortuna dedim

evet asıl konumuz bu da değil. bilal nerde dimi bilal kızla ve waldnerle takılıyo arkadaşlar.

ben isveçte kendimi sevdirmek için elimden geleni yaptım ama yine çalı gibi kaldım. ne kadar uğraştıysam kıymet görmedi

halbuki bilal öyle mi? sanki stockholmde doğmuş gibi benimsediler onu. o kıza burdan sesleniyorum. ben yaşlıyım da bilal mi genç . evlat ediniyim bilali bari

dünya üzerinde isveç ve çin e gidilmez arkadaşlar

her ikisi de bokum gibi yer

tecrübeyle sabittir

  • Beğen 6
  • 3 weeks later...
Gönderim Zamanı:

evet efendim yine karşılaştık

biraz yazdığım yazılardan bahsedeceğim bugün

 

Yazdığım osuruktan hikayeler içi ne kadar boş olsa da romanın yolunu izler. Her birinde insana dair bir şeylerin sorgulanması araştırılması vardır. az da olsa vardır. çok olsa buraya yazmam zate. çok olsa hiçbiriniz okumazsınız zate. adamı bayar öyle yazılar.

hikayelerin genel şeması odisseas 'a benzer. kahramanımız (benim bu kimse üstüne alınmasın) yolculuğa çıkar badireler atlatıp evine ulaşır. olay budur. tabi destan yada romandaki gibi iç içe örülü olayları fazla beklemeyin dümdüz yazıyorum ben. araya bazen bir iki şey atıyorum. Ama odize diyelim artık yazana kadar yazmaktan soğudum en önemli fark bir kral bile yolculuğu sonunda olaylardan etkilenip değişirken benim (onurun taktığı isimle hayvan herif) bir odun gibi hiçbir olaydan etkilenmeyip ders almayıp bir nebze değişim geçirmememdir.

 

yazıda böyleyken durum oturgaçlı göstergeçte değişiktir (televizya)

orda film dizi ne halt izliyorsanız insana dair olanın araştırması pek yapılmaz olay entrika üzerinden döner. Ama bu entrikalar dandik entrikalardır. kalitelisi şekspirde bulunur. zaten romanın yolunu izleyemez film. roman bir bakış üzerine 3 sayfa çözümleme yazar filmde istedğin kadar uğraş yapamazsın bunu. yani zaten ayan olanı ne kadar anlatabilirsin... ki, anlatmaya çalıştılar. bokum gibi filmlerle doludur sanat sineması. 3 saat bakar adam içiniz şişer. bi bok da anlamazsınız. roman, ayağa düştüğü için 20.yy dan itibaren entrikayı terk etmiştir. bunda televizyanın ve sinemanın etkisi büyüktür

 

yani şunu demeye getiriyorum: yazılarım saçma olduğu kadar da faydalıdır. peki düzeltiyorum saçma olduğunun onda biri kadar faydalıdır ama ben bir faydasını şahsen görmedim... bu sefer düzgün bir şeyler yazacak diye oltaya gelmişken şunu da açıklıyayım bu sefer bambaşka bir saçma yazı yazmayı planlıyorum. öyle böyle değil

hazır buraya kadar geldiniz, tuzağı yediniz okumaya devam edelim lütfen

 

şunu da belirteyim. uzun yazıp saçmalamak konusunda teach and learn müdür nedir başka bir kulvardan yardırmaktadır. abicim bırak sen o işleri. benim kadar saçmasını uzununu yazamazsın. bazen ben yazmaya niyetlenip yazamıyorum sen nasıl benle yarışıcan.

 

gelelim bu seferki maceraya

 

Bu tsubasa ve onur geçen haftalarda bana yaptıkları akıl almaz, çirkince hareketten dolayı çok üzülmüşler. tabi benim gibi bir müttefiki de kaybetmek istemediklerinden abi gel konuşalım barışalım. biz naptık nasıl bir eşşeklik ettik zattiri zuttiri telefonda ağladılar. tamam dedim buluşup konuşalım mevzuyu.

neyse efendim kadıköyde buluştuk bunlar altlarında bisikletle gelmişler gıytı gıytı pedal çevirerek yanıma vardılar. böyle taytlar kasklar o biçim ama. dediler abi ne istersen yaparız tatlıya bağlayalım şu işi bizi affet. tamam len dedim pisikletin önünü kaldır 10 pedal çevir affedecem sizi. her ikiniz de yapacaksınız.

bu voltran gibi giyinen arkadaşların havası o andan itibaren söndü arkadaşlar. onur 1.5 pedalın üzerine çıkamadığı gibi 4 saatin sonunda tsubasa 6.5 pedal basabildi. hayır istemez olaydım. gıytı gıytı pedal sesinden başıma ağrı girdi. bunların kasklar yana devrildi kaydı taytları sündü çatal göründü. dedim ben ne yapıyom ya ne yapıyom

 

işte tam böyle derken tsubasanın eşi geldi . elinde kundağa sarılı bebek, göğüs hizasında kaldırmış bana tutuyor " bre zalim tsubaya acımıyosan kundaktaki bebeğine acı" diyor.

vicdanım jın jın etti efendim. bebeğe bakıyorum ağlıyo kundakta, üzülücem çocuğu dolma gibi sarmışlar yaprak sarmaya benzetiyorum, çocuğu yaprak sarmaya benzettiğim için kendime kızıyorum, eşini kadıköye getirttiğim için kızıyorum kendime, karmakarışık duygular içindeyim... derken sen bir tane dev bir kartal uç çocuğu kap! evet aynen böyle oldu. kartalın başı erol taş idi, alt tarafı ediz hun idi. ne biçim kartal. ağzımız açık bakarken evlat yetiştirmiş tecrübeli onur hiç tereddüt etmedi. 110 kiloluk o cüssesiyle hop diye bi sıçradı - ben diyim 10 metre sıçradı siz deyin 15 metre sıçradı. havada yakaladı kartalı. tecrübeli baba işte her şeye hazırlıklı. yakalayıp indirdi yere altını değiştirdi temizledi pudraladı kartalın altı da üstü de erol taş oldu bu sefer.

 

çok sinirlendim ben. nerede lan çocuk dedim. utanmıyon mu kundaktaki bebeği kaçırmaya. çabuk geri ver yoksa bi kamyon dolusu döverim seni dedim. erol taş ağlamaya başladı; ama filmlerdeki gibi yalandan ağladığından şüphelendim bir an. " yapma abi ben onu valla billa yaprak sarma zannettim ondan uçtum üstüne" dedi

ya dedim beyaz yaprak sarma mı olur! hiç mi yaprak sarma görmedin. çıkar ver çocuğu.

al dedi kolunun altından çıkarıp verdi. valla bilsem çalmazdım dedi. tsubaya verdik çocuğu eşiyle sarıldılar mutlu oldular. biz izlerken mutlu olduk ama altında çocuk beziyle bir erol taşla kadıköyün ortasında da fazla bekleyemezdik. gel dedim sana giyecek bişeyler bulalım Bim ' e gittik ucuz bişeyler alalım giydirelim şuna dedik. ordan yurt konserve yaprak sarması da aldım buna çom çom yedi hepsini.

bir anda bim' in ortasında beyaz bi ışık belirdi.

erol taş bize döndü "vakit geldi gitmem lazım" dedi

ya sen niye geldin ki zaten dedim dur ben sana yardım edeyim buna arkadan voleyi bi çaktım ışığın içine uçtu gitti

tsuyla onuru da affettim gıytı gıytı neşe içinde dolaşmaya gittiler

 

neyse efendim tsubasa' nın gerçekten bir bebeği oldu. yazının amacı buydu

buradan ailesine sağlıklı şanslı uzun bir gelecek diliyorum. çok güzel günleriniz olsun

sevgi ve saygıyla

sevan

  • Beğen 7
  • 1 month later...
Gönderim Zamanı:

Neyi kamulaştırıyorsun....Asıl seni kamulaştırdılar.... devlet malı oldun haberin yok...

Sevgiler saygılar bizden Sevan Hocam......

 

Kendine iyi bak ....

  • 6 months later...
Gönderim Zamanı:

masatenisinin mozart'ı diye bi adam var o adam benim 

mozartmadık adam bırakmadım forumda ama bunlar lay lay loy loy diye geziniyo hakla ortalıkta. ben böyle yüzsüzlük görmedim efendim.... görmedim!!!

mesela son mozart çağan.

nolmuş? kırmızıymış yeşilmiş raketi kolunun  altına vermişler feryat figan ediyor. olm dedik geçen sene buluşma bu turnuva değil kendi aramızda eğleniyoz dedik. yok sevancım bu turnuvaya dönüştü bile şöyle büyük olduk böyle büyük olduk .. bide gülücük koymuş yazısının yanına. gel terliği ağzımın kenarına vur diye çağırıyor beni o gülücük... neyse dedim dokunmayayım zate buluşmanın heyecanı var başlarında bin türlü dert var

ama bu sene bi bakayım dedim ya ne buluştu bunlar ne oynaştıı. bakmaz olaydım. 

çağan almış eline borazanı dattiridot diye geziyo ortalıkta.. noldu paşam? turnuva diyodun pert ettiler seni turnuvada

turnuvayı düzenleyen de haklı olarak diyor ki biz işin bize düşen kısmını harfiyen yerine getirdik memnunuz. adam haklı .. ona ne sarıdan kırmızıdan be. forum şöyle büyüdü böyle profesyonel diye gezen sensin adam kendine düşen kısmı harfiyen yerine getirmiş mi? getirmiş sen napaçan oynayacan mı? oynayamıyon. zate ma long a laf çakıp çiftetelli backhand aatmandan belliydi ne olduğun.

nooldu çağan noldu?

al sana turnuva oyna hadi?  o terlik çeken gülümsemen nerde ?

işte böyle sevgili forumseverler ma long 'a laf çakarken üç kere düşüneceksiniz

her şey selbes burda ma long'a laf çakmak yasak

çağan dan ötesi bizim şişko onur ama adam tınlamıyo yüzsüz işte. bial bile imana geldi onurda tık yok. ama onu da alcam aşşa 

bi yolunu bulurum elbet

  • Beğen 5

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   2 Üye, 0 Gizli, 63 Misafir (Tam liste)


×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..