ÖdÜllÜ Pİngpong Şİİrİ

[TURAN]

Arkadaşlar günümüz büyük şairlerinden Sezai karakoç'un ödül aldığı şiirlerinden biri de pingpong masasıdır. İlk okununca saçlamamış diyesi geliyor insanın ama biraz düşününce ruhundaki gelgitleri çok da güzel anlattığının farkına varıyor insan, aşık olduğu kişiye karşı umutlarının pinpong topu gibi bir gelip bir gittiği filan...

 

PİNG-PONG MASASI

 

 

Beyaz iplik sert iplik ve tak tak

Yuvarlak top küçük top ve tak tak

Ping-pong masası varla yok arası

Ben ellerim kesik varla yok arası

...... Öpüçüğüne eyvallah ve tak tak

Beraber sinemaya ... evet ... ve tak tak

Ping-pong masası varla yok arası

 

Öküzün gözü veya dananın kuyruğu

Kadifekale veya Sen nehri

Ha Sezai ha ping-pong masası

Ha ping-pong masası ha boş tüfek

Bir el işareti eyvallah ve tak tak

Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi

Ne kadar güzel ne kadar sıcak

Tak tak tak tak tak tak tak

[Enduro]

Üstadın yazmış olduğu ünlü "Mona Roza" şiirinin gizeminin yıllar sonra çözülmesi ve Muazzez Akkaya'nın kim olduğunun anlaşılması ile 'Ping Pong Masası' şiirinin de gerçek anlamı ortaya çıkmıştır. Üstadın mülkiye yıllarında aşık olduğu kız (Muazzez Akkaya) uluslar arası yarışmalara katılan bir ping pong şampiyonudur. Bende ilk öğrendiğimde kendi kendime "Yaa masa tenisi adamı şair bile yapar..." demiştim. :)

 

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/hab...amp;yazarid=131

http://www.karakutu.com/modules.php?name=N...le&sid=2508

[şerefgüneysu]

Edebiyat hocamız bize bir keresinde taş'a -yanlış duymadınız TAŞ- yazılmış bir şiir getirmişti. Şiir gayet de uzundu.

Derdi ki hocamız bir şair hiç kimsenin yazmaya cesaret edemediği, ne yazarım ki bununla ilgili dediği konular hakkında şiir yazabilen iyi şairdir demişti.

[TURAN]

Edebiyat hocamız bize bir keresinde taş'a -yanlış duymadınız TAŞ- yazılmış bir şiir getirmişti. Şiir gayet de uzundu.

Derdi ki hocamız bir şair hiç kimsenin yazmaya cesaret edemediği, ne yazarım ki bununla ilgili dediği konular hakkında şiir yazabilen iyi şairdir demişti.

 

TAŞ GAZELİ

 

Taş taş değil bağrındır taş senin

Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

Bir katılıktı dinamit söyle söker mi yürekleri

Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin

 

Kazmayı kayalare değil kalplere vur ey

Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin

Anne seninle bağrın döğer gidermi acı

Hanidir Ferhat'tan aldığın ders taş senin

 

Sende mi taşla bir oldun ey sevgili

İşitmez oldun beni kalbin taştan taş senin

Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni

Bana güldür çiçektir attığın her taş senin

 

Gözünü dikme taşa işte parça parçadır

Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin

Deprem değildir dağı ve beni sarsan

Bir bakışındır komaz taş üstünde taş senin

 

Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla

Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin

Taş taş değil bağrındır taş senin

Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

 

Ülkendir taş ve beton bu yanlış kent

Her gün bir yanın biraz daha taş senin

Taş alanlarıdır taş insanlarıdır bir

Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin

 

Uygarlığı taşla taşımak çağlar üzre

Kolların bu denli güçlümüdür taş senin

Bir taş devidir ama bağışla beni

Niçin bunca geldim üstüne ay taş senin

 

Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı

Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin

Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni

Nedir kucağında kocaman bu taş senin

 

Nereye koysam seni söyle ey yüreğim

Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin

Taş taş değil bağrındır taş senin

Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

[şerefgüneysu]

Ne diyeyim. Hayret ettim.

Kime ait bu gazel Turan abi. Parmaklarına zahmet O'nu da yaz da tam olsun.

[TURAN]

Ne diyeyim. Hayret ettim.

Kime ait bu gazel Turan abi. Parmaklarına zahmet O'nu da yaz da tam olsun.

 

ne zahmeti Şeref hocam, memnuniyetle üstadın ismi Osman Sarı